18 Mart 2014 Salı

Ankara Belediye Başkan Adayları Toplandı..

Demokrat Parti Ankara Belediye Başkan Adayları Toplandı..
Seçim İşleri Bakanı Nuri Efe: “30 Mart’tan sonra bu milletin alternatifi, merkez sağ ve Demokrat Parti olacaktır.” 
Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ömer  Şenöz, tüm demokratlara yuvaya dönüş çağrısı yaptı
(DP Basın Merkezi- 15 Mart 2014)- Demokrat Parti (DP) Ankara Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adayları, Ankara İl Başkanı Bahadır Ulusoy’un düzenlediği kahvaltıda bir araya geldi
            Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Nuri Efe “30 Mart’tan sonra bu milletin alternatifi, merkez sağ ve Demokrat Parti olacaktır” diyerek şöyle devam etti:
            “15 gün sonra adı yerel seçim olan ancak yerel olmaktan çıkan iktidarla muhalefet arasında horoz dövüşüne dönen bir seçim çalışmasını ibretle izliyoruz.  Bu seçimleri iktidar ve muhalefet kayıkçı kavgası haline getirdi..
            30 Mart’tan sonra bu milletin alternatifi, merkez sağ ve Demokrat Parti olacaktır. Bu seçimlerden sonra Türkiye’nin siyaseti yeniden dizayn edilecek. Bu seçimlerde alacağımız oy önemli değil. Adaylarımız buna üzülmesin. Bu artlarda aday olma cesaretini gösteren bu aday arkadaşlarımı tebrik ediyorum ve Allah razı olsun diyorum. Türkiye’de seçim yarışına girenler, para gücü ile büyük adam pozlarında olanlar, benim aday arkadaşlarımız kör tırnağı bile olamazlar..
            Bu iktidar bu yükü taşıyamıyor. 12 yıldır bu milletin önüne 3 kap yemeği ısıtıp ısıtıp getiriyorlar.. Millet artık bu yemekten bıktı.. Biz milletin damak tadına zevkine uygun ve huzur içinde yiyeceği yemeği milletin önüne koyacağız.
            Bu parti 68 yıllık bir harekettir. Bu seçimlerde her türlü engellemelerle karşılaşıyoruz. BDP ile gizli koordinasyon ortağı olan AKP’nin hedefinde Demokrat Parti ve Saadet Partisi vardır. Çünkü onların arazisine bina yapmışlardır. Ufak bir depremde yerle bir olacaktır. DP ve Saadet Partisinin mirasçıları ayağa kalkıp canlandığı takdirde yerle bir olacağını biliyor AKP. O nedenle bu seçimlerde de engelleme yapıyorlar. Biz, var olma yok olma mücadelesi veriyoruz. Ama inşallah Demokrat Parti Bayrağını burca dikeceğiz.
            Bu partinin ekmeğini yiyen, suyunu içen, kendilerini koyun pazarında pazarlıyor gibi eski il başkanı eski ilçe başkanıyız diyerek rozet budalası olanlar kapı kapı gezerek şereflerini artıracaklarını sanıyorlar. Bunları ayıplıyorum, kınıyorum. Yazıklar olsun, Allah onları bildiği gibi yapsın.. Bize bir avuç imanlı iddialı insan yeter. Bu parti vefalı insanların partisidir.”
“Demokrat Parti var, çare var Türkiye’m”
            Demokrat Parti Ankara İl Başkanı Bahadır Ulusoy da toplantıda yaptığı konuşmada, 30 Mart seçimlerini iktidar ve muhalefet partilerinin kayıkçı kavgasına çevirdiklerini belirtti ve “Demokrat Parti var, çare var Türkiye’m” dedi.
Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Şenöz, demokratlara yuvaya dönüş çağrısı yaptı
            Demokrat Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ömer Şenöz de konuşmasında unları söyledi:
            “Demokratik yerel yönetimler, 20 yıl süren değişmez yönetimleri asla kaldıramazlar. Biz taze kan olarak yönetime talibiz. Cumhuriyetin gözbebeği olan Ankara, daha temiz, daha planlı, daha önemli olmayı hak ediyor. Seçildiğimizde yapacağımız çalışmalar siyaset, ya da rant odaklı değil, şehrin kişiliğine ve tarihine yönelik olacaktır.
            Ben davasına inanmış genç bir demokrat kardeşiniz olarak; yıllarını demokrat parti davasına ve bu ülkeye hizmet etmeye harcamış bütün demokratlara yuvaya dönüş çağrısı yapıyorum. Tabanımızla hiçbir yakınlığı olmayan partilerin gözünü bizim tabanımıza dikmiş olduğu bu yarışta, Merkez Sağ’ın tek adresinin Demokrat Parti olduğunu huzurunuzda bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Dava seviyeli bir belediyecilik yarışı olmasını temenni ediyor, esenlikler diliyorum.”
Demokrat Parti Ankara adayları..
            Sabah kahvaltısına Demokrat Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ömer Şenöz’le birlikte şu ilçeleri bakan adayları katıldı:
Haymana Özdemir Turgut, Çankaya Bahriye Öztürk, Yenimahalle Yaşar Karataş, Keçiören Hayati Bektaş, Mamak Arif Varmış, Altında Ercan Erten, Etimesgut Suat Yaralı, Sincan Suat Dal, Güdül Şükran Gümüş, Pursaklar Beşir Şimek, Çubuk Nuran Deniz, Kazan Ali Kılıç, Polatlı Galip Aslan, Bala Mehmet Kılıç, Ayaş M Metin Kantekin, Gölbaşı Sercan Ekmekçi..

5 Mart 2014 Çarşamba

Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Özdemir Kıbrıs’ta yaşanan son olayları değerlendirdi:

Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Özdemir Kıbrıs’ta yaşanan son olayları değerlendirdi:
“Kıbrıs (KKTC)’taki güvencemiz Cumhurbaşkanı  Derviş Eroğlu’dur”
            (DP Basın Merkezi- 05 Mart 2014)- Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Özdemir Kıbrıs’ta yaşanan son gelişmelerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “ Kıbrıs’taki güvencemiz Cumhurbaşkanı  Derviş Eroğlu’dur ” dedi.
            Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Özdemir, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
            “Türkiye’de Mahalli Seçimler ve  kaset kavgaları ile göz gözü görmez bir kargaşa yaşanırken KKTC’de ilginç gelişmeler olmaktadır.
            Kıbrıs sorununa kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm getirmek için geçtiğimiz ay ortalarında Kıbrıs Türk ve Rum liderlerinin altına imzalarını koydukları ortak metnin ara bölgede Birleşmiş Milletler Misyon Şefi Lisa M. Buttenheim tarafından okunmasından sonra bir ‘iyi niyet dalgası’ yayılmıştır. 
            Özellikle Türk ve Rum müzakerecilerin çapraz görüşmeleri (Türk müzakerecilerin Atina’yı, Rum müzakerecilerin Ankara’yı ziyareti) memnuniyetle karşılanmıştır.
“Nihai hedefleri Türkleri, Rumların tebaası ve ikinci sınıf vatandaş yapmaktır.”
            Rum Lider Nikos Anastasiadis, geçmişteki Rum devlet başkanlarından biraz farklı gibi gözükmektedir. Rumlar, şimdiye kadarki müzakerelerde kendilerini sürekli olarak, adanın ve mevcut tanınmış devletin sahibi görmüşlerdir.
            Ada’nın tümüne sahip ve egemen olmadıkça da Türklerle herhangi bir anlaşmaya yanaşmamışlardır.
            Hep bir bahane bulup, masadan kalkmayı ve Türkleri de oyunbozanlıkla suçlamayı adet haline getirmişlerdir. Bu müzakerelerden elde ettikleri en büyük kazanç; aldıkları tavizleri ‘kazanılmış hak olarak’ görmüşlerdir.
            Her yeni müzakereye de o noktadan başlamışlardır. Nihai hedefleri de Türkleri, Rumların tebaası ve ikinci sınıf vatandaş yapmaktır.
            Rum Lider Nikos Anastasiadis, ekonomik olarak iflas ve bataklığın dibinden kurtulmanın tek çaresi olarak, tek yönlü olarak ilan ettikleri münhasır ekonomik bölgelerinin içinde yer alan petrol ve doğalgazdan yararlanmayı görmektedir. Rumlara kalsa, bu kaynaktan Türk’lere bir cent bile vermezler. Ancak anlaşılan birileri; Anastasiadis’ın kulağına, adaya barışı getirerek federasyon, konfederasyon veya bizim tercihimiz iki ayrı devlet gibi bir çözümün bulunmaması durumunda, doğalgazın ve petrolün çıkarılamayacağı gerçeğini fısıldamıştır. Hatta bu işin gerçekleşmesi gerektiğini, İsrail’in de beklentileri açısından şart olduğunu hatırlatmıştır.
“Kıbrıs’ta her şey güllük gülistanlık değildir”
             Ancak Kıbrıs’ta her şey güllük gülistanlık değildir. Kıbrıs’lı Rumların şöven milliyetçiliğinin akılla ilişkisi hiçbir zaman olmamıştır. Papadopulos liderliğindeki ‘Megalo İdea’, panhelenizm taraftarı DİKO partisi hükümetteki 4 bakanını çekmiştir. 
            Geri kalan 7 bakan da Rum lidere yeni bir kabine revizyonu fırsatı  vermek için istifa etmişlerdir. Böylece görüşmeler ilk meyvesini Anastasiadis hükümetinin yıkılmasıyla vermiştir. Bu istifalar Rum liderin Amerika ve AB nezdinde elini güçlendirecektir. Rum tarafı bu istifa olayını dünyaya ve bize karşı bir taktik olarak kullanacaktır. ‘Beni daha fazla zorlamayın, hükümetim de istifa etti. Türklere taviz veremem. Sonuçta bu varacağımız anlaşma halkın onayına gidecek. Halkta ne kadar tepki olduğunu görüyorsunuz’ diye baskılara karşı duracaktır.
            Bu bir oyundur ve egemen güçler yine Rumlara karşı uygulayamadıkları baskı silahını, her zamanki gibi Türklere doğrultacaktır. Hele dışarıda itibarını gün be gün kaybeden bir Türkiye ve durdurulamaz akibetini önlemeye çalışan bir Başbakan varken…
            Bu durumda iş, milliyetçiliğinden emin olduğumuz KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’na kalmaktadır. Kendisini bu oyunda bilgi ve tecrübesiyle en önemli güvence olarak görmekteyiz.”